Türkiye’nin göç raporu yayımlandı
“`html
Türkiye’nin Göç Raporu Tanıtıldı: Bütünleşik Bir Politikanın Gerekliliği Vurgulandı
Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) ile Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından hazırlanan “Türkiye’nin Göç Raporu: Bütünleşik Bir Göç Politikasının Yol Haritası” adlı çalışma, bugün düzenlenen basın toplantısı ile tanıtıldı.
Basın toplantısı, MÜSİAD Genel Merkezi’nde gerçekleşti. Raporun hazırlayıcı akademisyenlerinin yanı sıra MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, UTESAV Başkanı Ahmet Doğan Alperen, IBF Başkanı Erol Yarar ve raporun editörü ve yazarı olan Prof. Dr. Bekir Berat Özipek de etkinlikte yer aldı. Rapor, göç olgusunun yalnızca bir kriz olarak değil, doğru yaklaşıldığında toplumsal, ekonomik ve kültürel açıdan zenginleşme fırsatı sunduğunu belirtiyor ve Türkiye’nin göç politikaları için önemli bir kılavuz niteliği taşıdığını vurguluyor.
Bütünleşik Göç Yönetimi Yaklaşımı
Rapor, Türkiye’nin 2011 yılından itibaren artan göç dalgalarına karşı yürüttüğü politikaları kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Özellikle Suriye, Afganistan ve diğer ülkelerden gelen göçmenlerin toplumsal ve ekonomik hayata entegrasyonu için çeşitli öneriler sunulmaktadır. Türkiye’nin mevcut göç politikalarının stratejik önemine vurgu yapılırken, devlet, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör arasında güçlendirilmiş iş birliğinin gerekliliği ifade edilmektedir.
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, raporun tanıtımında şunları ifade etti:
“Göç, bir kriz değil, akıllıca yönetildiğinde büyük bir fırsat sunabilir. Türkiye’nin ekonomik, kültürel ve sosyal yapısı bu dinamizmi değerlendirebilecek potansiyele sahiptir. Raporumuz, bu fırsatların gözler önüne serilmesi ve etkin politikaların geliştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla hazırlandı. Türkiye’nin göç yönetiminde hem bölgesel hem de küresel ölçekte bir model oluşturma kapasitesi var. Ancak günümüzde göç nedenleri daha karmaşık hale geldi. Savaşlar, politik baskılar, ekonomik belirsizlikler, iklim değişikliği ve bireylerin güvenliğini tehdit eden faktörler, milyonlarca insanı yaşadıkları yerlerden ayrılmaya zorlamaktadır. Özellikle savaşlar, insanların genellikle hazırlıksız bir şekilde göç etmelerine neden oluyor.”
Asmalı, göç konusunun tüm yönleriyle ele alınması gerektiğini ve göçün sadece göçmenleri değil, aynı zamanda göç alan toplumu da etkilediğini vurguladı. Göç alan toplumların genellikle göçmenleri tehdit unsuru olarak gördüğünü ifade eden Asmalı, şu şekilde devam etti:
“Göçmenlerin genel olarak bir tehdit ya da yük olarak algılanması, toplumlarda ‘biz’ ve ‘onlar’ ayrımının derinleşmesine yol açabiliyor. Yeni gelen göçmenler, kültürel farklılıkları, dil engelleri ve kendi yaşam tarzları ile yerli halkın kimliği, güvenliği ve ekonomik geleceği hakkında kaygılar doğuruyor. Bu durumu, göçmenlerin kendi kültürlerini koruma çabaları ile yerel toplumun sosyal dengesini koruma isteği arasındaki gerilim olarak tanımlayabiliriz. Doğru bir göç politikası oluşturmalı ve bunu hemen hayata geçirmeliyiz.”
UTESAV Başkanı Ahmet Doğan Alperen, göçün insanlık tarihindeki en önemli meselelerden biri olduğuna dikkat çekerek, onun doğru bir şekilde yönetilmesi gerektiğini belirtti. Alperen, şu ifadeleri kullandı:
“Günümüzde Gazze’den Yemen’e, Afrika’dan Suriye’ye, Myanmar’dan Ukrayna’ya kadar yaşanan göçlerin hikayeleri insanlık tarihine trajedi olarak kaydedilmektedir. Milyonlarca insan, güvenli bir yaşam arayışı ile evlerini geride bırakmak zorunda kalıyor, ancak bu yolculuk çoğu zaman bekledikleri huzurdan çok daha fazla zorluk getiriyor.”
Alperen, göçü yalnızca bir yer değiştirme olarak görmenin yetersiz olduğunu ifade etti: “Göç, aynı zamanda bir umut ve hayatta kalma çabasıdır. Arkada bırakılan yurtlar, parçalanan aileler ve kaybolan kimliklerin hikayeleridir. Unutulmamalıdır ki, göç yalnızca göç edenlerin değil, tüm toplumların ortak sınavıdır.”
Ekonomik Faydalar ve İşgücü Potansiyeli
Rapor, Türkiye’deki işverenlerin %75’inin yerli iş gücü bulmakta zorlandığını ve göçmen iş gücünden faydalanma konusunda yardım beklediğini ortaya koyuyor. Bu kapsamda, geçici koruma altında bulunan göçmenler için çalışma izinlerinin kolaylaştırılması ve mesleki eğitim programlarının başlatılması önerilmektedir. Raporda, göçmenlerin ekonomiye katkılarının artırılabileceği ve girişimciliğin teşvik edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Rapora katkıda bulunan akademisyenler arasında Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, Prof. Dr. Ömer Faruk Gençkaya, Prof. Dr. Ahmet Koyuncu, Doç. Dr. Zeynep Burcu Uğur, Prof. Dr. Necmettin Doğan, Zabihullah Kokcha ve Dr. Kinda Hawasli gibi isimler bulunmaktadır. Bu akademisyenlerin yürüttüğü saha araştırmaları, raporun bilimsel ve uygulayıcı yönünün güçlenmesine olanak tanımıştır.
Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, raporun önemini şu sözlerle ifade etti:
“Göç, toplumsal ve ekonomik alanlarda önemli bir potansiyele sahiptir. Ancak bu potansiyeli gerçekleştirmek, entegre politikalar ve toplumun çeşitli kesimlerinin iş birliği ile mümkün olacaktır. Rapor süreci boyunca 7 farklı ilde odak gruplarla uzun toplantılar yaparak toplamda 105 mülakat gerçekleştirdik. Öne çıkan ana noktamız, ‘Göç bir sorun değil, yönetilmesi gereken bir süreçtir’ anlayışıdır.”
UTESAV ve MÜSİAD’ın iş birliğiyle oluşturulan bu kapsamlı rapor, Türkiye’nin göç yönetiminde bütünlük gereksinimini ortaya koymakta. Hem ulusal hem de uluslararası düzeyde referans olabilecek bir model geliştirme hedefi güden rapor, göçmenlerin ekonomik katkılarını artırmayı, toplumsal uyumu sağlamayı ve uluslararası iş birliğini derinleştirmeyi amaçlamakta.
Uluslararası İş Forumu (IBF) 25 Kasım’da Göçü Tartışacak
Toplantıya katılan IBF Başkanı Erol Yarar, 25 Kasım 2024 tarihinde Tüyap İstanbul’da düzenlenecek 28. IBF Kongresi hakkında bilgi verdi. Bu yıl kongrenin ana temasının “İnsani ve İktisadi Anlamda Göç” olacağını belirten Yarar, göçün insanlık tarihi açısından derin bir mesele olduğunu vurguladı. Ayrıca İslam Dünyası’nda göçün bir tarih başlangıcı olarak kabul edildiğini de ifade etti:
“İnsanlık tarihi, Hz. Adem’in (a.s) yeryüzüne gelişi ile başlar ve İslam Dünyası’nda kabul edilen takvim başlangıcı da bir göç olayına dayanır. Peygamber efendimizin Mekke’den Medine’ye hicreti de bu bağlamda dikkate alınmalı. Göç, önemli ve derin bir meseledir. IBF Kongresi’nde göçün insani ve iktisadi boyutlarını uluslararası bir perspektiften inceleyeceğiz. Tartışmamız gereken asıl konu, göç işleri değil, yönetim süreçleridir. Bütüncül bir göç politikası oluşturmalıyız. Projeler geliştirilmeli ve göçmenlerin topluma entegrasyonu sağlanmalıdır. Göç, bir arayış hikayesidir ve bu unutulmamalıdır.”
“`